İlahi Hakikat Şeyh-ül Ekber Muhyiddin İbnu'l Arabi

Muhyiddin İbnu'l Arabi, yaşamı sırasında kendisine kurulan ölüm tezgahlarından kıl payı yakasını kurtarmış olan, çok değerli bir düşün insanıdır. Onu Mısır'da, Yemen'de, Tunus'ta ve hatta anadolu'da öldürmek için kovalayanlar; ne yaptıklarını biliyorlar mıydı acaba?.. Hani Hz. İsa çarmıha gerilip zayıf elleri ve ayaklarından çivilenirken; o gökyüzüne bakıp " Sen onları bağışla Baba, ne yaptıklarını bilmiyorlar..." demişti ya, işte öyle!

Yeryüzü, insanın insana yüklediği günah kamburları yüzünden derttedir bugün.. Kim ki, birilerini bu dertlerden uzak tutmaya çalışacak olursa, akibetleri de saydıklarımız gibi olmuştur ve de olacaktır kuşkusuz... Çünkü dünyanın realitesi ne yazık ki budur ve kesinlikle bu konuda bir tereddüt yoktur! Çünkü insan, yaratılmışların içinde olan bitenlerden ötürü asla ve asla ibret almayan tek varlıktır!.

Evet... Herkesin gözleri yere dönükken Muhyiddin İbnu'l Arabi, yaşadığı zaman diliminde hep gökyüzüne bakıp düşündü durdu... Yaradanı, yaratılmışları ve gerçeği! Ve nasıl varolduğunu evrenin, sema eder gibi uzayda dönen gezegenlerin, güneşlerin, süpernovaların, gökadaların... Ve o, tüm söylenmiş olanları bir yana koyup, asıl olanı aradı hep... Yani Hakikat!

Hakikat, tasavvuf öğretisinin en temel ilkesi olan ve insanın (ruhun) dünya okullarındaki şeriat, tarikat ve mağrifet adlı tekamül basamaklarından sonraki en yüce kat ve bitimsiz dinginlik alanıdır. O yere yükselen varlık inancın ya da inançsızlığın yeri yoktur! Ve aslında hakikat, insana kendi şah damarı kadar yakındır ve Tanrı'nın en muhteşem bağışıdır.

Muhyiddin İbnu'l Arabi, yaşamı sırasında kendisine kurulan ölüm tezgahlarından kıl payı yakasını kurtarmış olan, çok değerli bir düşün insanıdır. Onu Mısır'da, Yemen'de, Tunus'ta ve hatta anadolu'da öldürmek için kovalayanlar; ne yaptıklarını biliyorlar mıydı acaba?.. Hani Hz. İsa çarmıha gerilip zayıf elleri ve ayaklarından çivilenirken; o gökyüzüne bakıp " Sen onları bağışla Baba, ne yaptıklarını bilmiyorlar..." demişti ya, işte öyle!

Yeryüzü, insanın insana yüklediği günah kamburları yüzünden derttedir bugün.. Kim ki, birilerini bu dertlerden uzak tutmaya çalışacak olursa, akibetleri de saydıklarımız gibi olmuştur ve de olacaktır kuşkusuz... Çünkü dünyanın realitesi ne yazık ki budur ve kesinlikle bu konuda bir tereddüt yoktur! Çünkü insan, yaratılmışların içinde olan bitenlerden ötürü asla ve asla ibret almayan tek varlıktır!.

Evet... Herkesin gözleri yere dönükken Muhyiddin İbnu'l Arabi, yaşadığı zaman diliminde hep gökyüzüne bakıp düşündü durdu... Yaradanı, yaratılmışları ve gerçeği! Ve nasıl varolduğunu evrenin, sema eder gibi uzayda dönen gezegenlerin, güneşlerin, süpernovaların, gökadaların... Ve o, tüm söylenmiş olanları bir yana koyup, asıl olanı aradı hep... Yani Hakikat!

Hakikat, tasavvuf öğretisinin en temel ilkesi olan ve insanın (ruhun) dünya okullarındaki şeriat, tarikat ve mağrifet adlı tekamül basamaklarından sonraki en yüce kat ve bitimsiz dinginlik alanıdır. O yere yükselen varlık inancın ya da inançsızl... tümünü göster


Değerlendirmeler

değerlendirme
Filtrelere göre değerlendirme bulunamadı

Baskı Bilgileri

Karton Cilt, Sufizm / Tasavvuf, 224 sayfa
Ağustos2012 tarihinde, Enki Yayınları tarafından yayınlandı


ISBN
9786054656028
Dil
Türkiye Türkçesi

Etiketler: sufizm / tasavvuf

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

doganozmurat Devilkin
2 kişi

Okumak İsteyenler

HedefNirvana
1 kişi

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski