Ihlamur Ağacı / İpin Ucu

2003 yılında bütün yapıtlarıyla YKYye geçen Vüsat O. Bener, yazdığı iki oyunla Türk Tiyatrosunda önemli bir sıçramayı temsil eder. Benerin bu iki oyunu yazarın bazı düzeltmeleriyle tek ciltte toplandı. Dost – Yaşamasız, Bay Muannit Sahteginin Notları, Siyah-Beyaz, Mızıkalı Yürüyüş – Kara Tren, Buzul Çağının Virüsüden sonra, iki oyunu Ihlamur Ağacı ve İpin Ucu ile Vüsat O. Bener yazını sürüyor. TADIMLIKI. PERDETABLO 1(Baba girer. Elinde bir keser vardır. Merdivenin basamaklarını rahatça çıkar, gözden kaybolduktan sonra)OĞUL : Her allahın günü yüreğim, yüreğim diye sızlanan adama bak. Ne diyordum ben? Bir şey değil bir gün düşüp bir yanını kıracak. Söktüreceğim şu merdiveni.ANA : Aynaya baktın mı sen hiç?OĞUL : İnemesin. Orada bağıra bağıra gebersin.. (Elini yüzünde gezdirerek) Ne var? Bir şey mi var?ANA : Traş olmayacak mısın?OĞUL : Traş mı? Bilmem?ANA : Gözlerin kıpkırmızı. Ne o? Miden mi gene? Bakayım diline. (Oğul dilini gösterir) İyi. Sinirden. Bir setliç yapayım mı?OĞUL : İstemem. (Midesini bastırarak) Peynirin işi bu, allah belasını versin.ANA : Hiç bile değil. Daha dün tattım da aldım, mis gibiydi.OĞUL : Bitinceye kadar önümüze süreceksin anlaşılan.ANA : Atacak mıydım ya!OĞUL : Ne zaman gideceksin mezarlığa?ANA : Öğleden sonraOĞUL : Şimdi düşse bu adam ne olur biliyor musun? Ölse? Bacağı kırılır. Kaynamaz kemikler, beş ay, on ay yatalak... Eh artık.ANA : Daha şimdi yedin ya, ne vakit dokundu bu?OĞUL : Niye gidiyorsun mezarlığa?ANA : Sen niye gitmiyorsun?OĞUL : Bir zamanlar babam olması yetmiyor da! Nereye?ANA : Çok mu ağrıyor başın?OĞUL : Ne de özenmiş görünüyordu. Sözde ilk günden kolları sıvayacaktı. Başlayamadı bile. Başlayamaz.ANA : Aklımdayken, biraz para bırakır mısın bana?OĞUL : Nah kafa!ANA : Oğlum, şurada ne oldu daha evleneli? Bırak bunları, bunlar nasıl olsa...OĞUL : Yazık değil mi sana? Kaç saat? Uyuyor, kahvaltıya bile gelmiyor. Ne demek bu?ANA : Bilmiyorum. Geç kalacağım ben. (Çıkar, girer) Uzatma. Otur oraya, gazeteni oku. İstersen... (Çıkar)OĞUL : Karayel fırtınası. (Ana girdiğinde) Karayel fırtınası diyor takvim, gördün mü? ANA : Ne olmuş, her takvim fırtınaları yazar.OĞUL : Hepsi yazmaz. Bu yazıyor. (Ana çıkarken kolundan yakalar.) Anne, otur, iyi değilim. (Ana oturur) Kulunçlarımı kır. ANA : Yeter mi?OĞUL : Anne, niye evlendin bu herifle sen?ANA : Keyfimden!OĞUL : Yeter! Acıttın.ANA : Zorun benimle galiba. Gene ne yaptık? Söyle bakalım.OĞUL : (Bağırarak) Ben aptalım! Aptalım! Aptalım!ANA : (Kalkarken) Boynun ne kadar inceymiş senin. Hiç dikkat etmemişim.OĞUL : (Boynunu yoklar) İnce değil. Yakam bol ondan. Büyük alıyorsun, sonra da...ANA : O, benimle evlendi biliyorsun.OĞUL : O, benimle evlendi. İnsan kendi başına da evleniyor demek.ANA : Çekiştirip durma şunu. Ver, değiştireyim. Bol mu, dar mı, farkındaydın sanki. (Oğul sinirli sinirli gömleğini çıkarır verir. Ana, başka bir gömlek getirir.)OĞUL : (Giydikten sonra) Nasıl? İnce mi gene boynum?ANA : Değil.OĞUL : İyi. Üşüdüm birden. Soğuk mu burası? Değişeceğim diyordu. Gördük! Ezilmemiş, pişmemiş anne. Bizim gibi, yarın ne olacağız kaygısına düşmemiş ki!(Baba, yukarıda birşey çakmaktadır. Oğul bağırarak)Kes şu patırtıyı!BABA : (Görünür) Bana mı seslendiniz?OĞUL : Bağırdım, seslenmedim.BABA : Bir şey mi var?OĞUL : Bir şey var.BABA : Ne var?OĞUL : Elinin körü!ANA : Gelinin uyuyor da. Ne çakıyorsan sonra çak olmaz mı?OĞUL : Yarabbi sen bilirsin!BABA : Ha! ya! Peki peki, olur, acelesi yok. Sonra çakarım. (Çekilir)OĞUL : Bu adam niçin yaşar?ANA : Laf mı bu şimdi?OĞUL : Ocakta su var değil mi?ANA : Var. Yaşadığı için yaşar, niye yaşayacak.OĞUL : Kıs altını. (Ana çıkar, girer) Otur. (Ana oturmaz)ANA : Ne gülüyorsun?OĞUL : Hiç. Git. Gel, gel! Anlatmadım değil mi sana? Neyse vazgeçtim, sonra. (Sesli sesli gülmeye devam eder, birden susar)(Susuş)ANA : (Çıkacağı sırada) Bu gün ne pişireyim sana?OĞUL : Ne mi pişiresin? Kereviz çıktı mı?ANA : Kereviz mi pişireyim?OĞUL : Pişir ya!ANA : Allah allah!OĞUL : Niye şaştın o kadar?

2003 yılında bütün yapıtlarıyla YKYye geçen Vüsat O. Bener, yazdığı iki oyunla Türk Tiyatrosunda önemli bir sıçramayı temsil eder. Benerin bu iki oyunu yazarın bazı düzeltmeleriyle tek ciltte toplandı. Dost – Yaşamasız, Bay Muannit Sahteginin Notları, Siyah-Beyaz, Mızıkalı Yürüyüş – Kara Tren, Buzul Çağının Virüsüden sonra, iki oyunu Ihlamur Ağacı ve İpin Ucu ile Vüsat O. Bener yazını sürüyor. TADIMLIKI. PERDETABLO 1(Baba girer. Elinde bir keser vardır. Merdivenin basamaklarını rahatça çıkar, gözden kaybolduktan sonra)OĞUL : Her allahın günü yüreğim, yüreğim diye sızlanan adama bak. Ne diyordum ben? Bir şey değil bir gün düşüp bir yanını kıracak. Söktüreceğim şu merdiveni.ANA : Aynaya baktın mı sen hiç?OĞUL : İnemesin. Orada bağıra bağıra gebersin.. (Elini yüzünde gezdirerek) Ne var? Bir şey mi var?ANA : Traş olmayacak mısın?OĞUL : Traş mı? Bilmem?ANA : Gözlerin kıpkırmızı. Ne o? Miden mi gene? Bakayım diline. (Oğul dilini gösterir) İyi. Sinirden. Bir setliç yapayım mı?OĞUL : İstemem. (Midesini bastırarak) Peynirin işi bu, allah belasını versin.ANA : Hiç bile değil. Daha dün tattım da aldım, mis gibiydi.OĞUL : Bitinceye kadar önümüze süreceksin anlaşılan.ANA : Atacak mıydım ya!OĞUL : Ne zaman gideceksin mezarlığa?ANA : Öğleden sonraOĞUL : Şimdi düşse bu adam ne olur biliyor musun? Ölse? Bacağı kırılır. Kaynamaz kemikler, beş ay, on ay yatalak... Eh artık.ANA : Daha şimdi yedin ya, ne vakit dokundu bu?OĞUL : Niye gidiyorsun mezarlığa?ANA : Sen niye gitmiyorsun?OĞUL : Bir z... tümünü göster


Değerlendirmeler

değerlendirme
Filtrelere göre değerlendirme bulunamadı

Baskı Bilgileri



ISBN
9750808347

Etiketler: senaryo-oyun

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

alperbese muannitsahtegi
2 kişi

Okumak İsteyenler

Okumak isteyen bulunamadı.

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski