Godot'yu Beklerken

Godotyu Beklerken 1948 yılında Fransızca olarak yazıldı ve 1953te Pariste sahneye kondu. Zamanla ülke çapında bir ün kazandı. 1954 yılında Beckett tarafından bazı değişikliklerle İngilizceye çevrildi ve başka ülkelerde de sahnelenmeye başladı. Avangard olarak nitelenmesine karşın hızla klasikleşti. Oyunun varoluş sancıları çeken kahramanları, yolları kesiştiğinde birbirleriyle iletişim kurmaya çalışırlar. her gün yinelenen bu ritüelde bellek işlevinin yerine getiremeyince de gerçekliğin kesinliğinden uzaklaşmaşa başlarlar.Kimilerine göre tüm zamanların en iyisi olan bu oyun, 21. yüzyılda da kafamızda soru işaretleri bırakmaya devam ediyor.

Godotyu Beklerken 1948 yılında Fransızca olarak yazıldı ve 1953te Pariste sahneye kondu. Zamanla ülke çapında bir ün kazandı. 1954 yılında Beckett tarafından bazı değişikliklerle İngilizceye çevrildi ve başka ülkelerde de sahnelenmeye başladı. Avangard olarak nitelenmesine karşın hızla klasikleşti. Oyunun varoluş sancıları çeken kahramanları, yolları kesiştiğinde birbirleriyle iletişim kurmaya çalışırlar. her gün yinelenen bu ritüelde bellek işlevinin yerine getiremeyince de gerçekliğin kesinliğinden uzaklaşmaşa başlarlar.Kimilerine göre tüm zamanların en iyisi olan bu oyun, 21. yüzyılda da kafamızda soru işaretleri bırakmaya devam ediyor.


Değerlendirmeler

değerlendirme
8 puan

Zamanın döngüselliği ve hafıza ile ilişkisinin ifadesini bulduğu bir eser.. Modern çalışma tarzı ve Kapitalist düzenin de Godot'yu beklemekten farklı olmadığı söylenebilir..

Profil Resmi
10 puan

godot kim mi? sakın ha google'da godot kim diye aratma, çok kızarım! godot bütün arzuların, arzuların besleyen umutların ve zaman geçtikçe umutsuzluğun. godot asla gelmeyecek ama yine de onu bekle. yaşamak godot'yu beklemektir. etrafındaki "köleler" ve o köle sahibi "acımasız insanlar" bunların birer anlamı var. godot'nun etrafında dolanacak bunlar. düşün onlar neler? oku ve düşün.

10 puan

Herkes de okumasın ,deyip saklamak istediklerimden..

10 puan

ESTRAGON: Hah, tamam, hadi birbirimizin fikirlerini çürütelim.
VLADIMIR: İmkansız.
ESTRAGON: Öyle mi?
VLADIMIR: Artık düşünme tehlikesinden uzaktayız.
ESTRAGON: Neden yakınıp duruyoruz öyleyse.
VLADIMIR: Düşünmek en kötüsü değil.
ESTRAGON: Belki de değildir. Ama az şey mi?

11 yıl, 10 ay
4 puan

Başından sonuna kadar saçmalıklar eseri. Bir şizofrenin konuşmaları ne kadar sevilirse ben de bu kitabı o kadar sevdim. Şizofrenleri dinlemek bile daha zevkli gerçi, haksızlık etmeyeyim.. Kendime işkence ediyormuşum gibi hissettiğim bir kitaptı. Fen lisesi mezunu adamım ben, sayısalcı rasyonel adamım. Bana ve benim gibi olan insanlara hiç hitap etmeyecek bir kitap.

10 puan

Varoluşcu felsefeye dair yazılmış en iyi oyundur. Hem eğlenceli,hem düşündürücü...10/10

9 puan

İnsan ilişkileri, tekrarlar, unutmalar...

11 yıl, 11 ay
Profil Resmi
9 puan

Kusursuz.

5 puan

"Aklımız uzun süredir dipsiz derinliklerin bitimsiz gecelerinde dolanıp durmuyor mu zaten?"

6 puan

açık, kısa, net samimi...

10 yıl, 11 ay

Baskı Bilgileri

124 sayfa


ISBN
975-8240-07-2

Diğer baskılar


Etiketler: tiyatro

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

gelenler Senakuzucu bilalpasaalioglu ruuya
4 kişi

Okumuşlar

ConvallariaMajalis NastasyaFilippovna spancibab ebruburhan promsyph
310 kişi

Okumak İsteyenler

iroshjum demian nergis Süleyman kemaltariq
177 kişi

Takas Verenler

Senakuzucu Kekligün
2 kişi
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski