Dede Korkut

Çocuklugunda Dede Korkut adini duymamis olan yoktur. O yaslarda hakkinda fazla bir sey bilmedigimiz ya da ögrenmedigimiz Dede Korkut, Türklerin gelenek ve göreneklerini, yasama biçimlerini, deger yargilarini yansitan hikâyelerin anlaticisi, derleyip toparlayicisi olan bir Türk atasidir. 14. ve 15. yüzyillarda yaziya geçirilen, ama öncesinin çok ötelerde oldugu bilinen bu hikâyelere destan da denilmektedir. Dildeki yalinlik ve açiklik, anlatimindaki akicilik, bu yapitin bugünlere ulasmasini saglamistir. Doga sevgisi, insanca olan her seye verilen deger gibi evrensel temalarin yaninda, hikâyelerin her satirina ozanca bir duyarlik da sinmistir.Özgün adi Kitâb-i Dedem Korkut alâ Lisân-i Taife-i Oguzân olan bu basyapit, Adnan Binyazar tarafindan yalinlastirilip genç okurlarimiza kazandirildi. TADIMLIKDede Korkut Kimdir?Her ulu kisi gibi, Dede Korkutun kimligi konusunda da ayrintili bilgilere ulasilamiyor. Ancak birtakim eski metinler, tarihsel kaynaklar, halk arasindaki söylentiler, pek belirgin olmasa da, Dede Korkutun kisiligi üzerine ipuçlari vermektedir. Bu söylentilerin isiginda, Dede Korkut anlatilarina dayanarak, onun kisiligi konusunda genel de olsa bir sonuca varmaya çalisalim.Eski kaynaklarda Korkut, Korkut Ata, Dede Korkut gibi adlarla anilan Dede Korkut hakkinda, elimizdeki hikâyelerin giris bölümünde su bilgiler veriliyor: Hazreti Muhammet zamanina yakin, Bayat boyundan Korkut Ata derler bir kisi çikti. O kisi, Oguzun bilicisiydi. O ne derse olurdu. Bilinmezliklerden türlü haberler verirdi. Yüce Tanri tarafindan onun gönlüne dogardi. Korkut Ata, Oguz halkinin güçlüklerini hallederdi. Her ne is olursa, Korkut Ataya danismayinca yapmazlardi. Her ne is buyursa kabul ederlerdi. Sözünü tutup yerine getirirlerdi.Irène Mélikoff, Dede Korkutu eski Türklerin kam/ozani sayar. Bu, Dede Korkutun Saman dedeler soyundan geldigi anlamini tasir. Mélikoff, kökü Türk Samanligina dayanan bugünkü Bektasi dedeleriyle Dede Korkut arasinda böylece bir baglanti kurmus oluyor. Kam/ozanlik, biliciligi (keramet ehli olma), deyis söyleyip kopuz çalmayi, toplum katlarinda saygin bir yer tutmayi, yerine göre yigitlik göstermeyi gerektirir. Kam/ozanlik, bütün bu özelliklerle birlikte, agirlikli olarak anlaticilik demektir. Halkin üstesinden gelemedigi sorunlara çözüm getiren odur; ruhlari erince eristiren, hastalari sagaltan da odur. Öncü bir ata, ilk anlati sanatçisidir kam/ozan. Saman/kamin yasadigi toplumun tüm kültürel, ekonomik ve ruhsal hayatina agirligini koydugunu ve tanrilarla insanlar ya da toplum arasinda bir araci/medyatör rolü üstlendigini ileri süren Pirverdioglu, Samanlik töresinin süregeldigi toplumlarda Samanin birçok görevler üstlendigini belirtirken su noktalara deginiyor: :: Halki için Tanridan bereket ve refah ister ve bu amaçla düzenlenmis kurban törenlerini yönetir. :: Gerektiginde yagmur, kar yagdirarak ya da tufani durdurarak dogayi etkiler. :: Çesitli hastaliklari tedavi eder ve salgin hastaliklari durdurur. :: Zor dogumlarda kötü ruhlari kovarak yardim eder, dogan çocuga ad verir, çocugun kaderini belirler. :: Ölenlerin ruhunu öteki dünyaya götürür. :: Gelecegi bildirir, kayip esyalari ve kisileri bulur. :: Toplum üyeleri arasindaki anlasmazliklari çözer, hakemlik yapar, av alanlarini ya da otlaklari paylastirir. Kam/ozanlarin saz çalma geleneginin, Kerem ile Asli hikâyesinde, Âsik Garip ve Köroglunda sürdügünü, onlarin da Samanlik görevlerine degindikten sonra sözü Dede Korkuta getirerek su örnekleri veriyor: :: Dede Korkutun Basat Depegözi Öldürdigi Boyunda yaptiklari bir Samanin kendi toplumu için yaptiklarina benzemektedir. Kam, toplumuna kötülük yapan ruhla iliski kurar, (ruhun) ne istedigini ögrenir ve eger çok sey istenirse pazarlik eder ve ruhla anlasma saglardi. Dede Korkut da Tepegözle pazarlik ediyor. Tepegözle anlasarak belli bir süre için olsa bile Oguzu bu belâdan uzak tutmayi basariyor. :: Kam Börenin Oglu Bamsi Beyrek Boyunda da Dede Korkut hiç kimsenin üstlenmek istemedigi bir görevi yapar ve Deli Karçarla anlasir. :: Begil Oglu Emrenin Boyunda, Gürcistandan haraç olarak gelen kiliç ve çomagi ne yapacagina karar veremeyen Hanlar Hani Bayindir Hanin yerine karari Dede Korkut verir. Ahmet Pirverdioglunun vardigi su sonuç ise, saz çalma ve deyis söyleme töresine dayanan âsik geleneginin Samanlikla ilgisini ortaya koyuyor: Destanin bütün boylarinda Dede Korkutun faaliyetlerinin en agir bastigi yönü âsiklik/ozanlik yönüdür. O, her boyun sonunda Boy boylar, soy soylar ve Oguznâmeyi dizer/kosar. Böylece, Dede Korkut, Kam/Ozan-Halk âsigi zincirinin orta halkasini olusturmaktadir1. Bu özelliklere göre Dede Korkut; bilgin, iyi ve inanilir bir yorumcu, bilinmezliklerden haber veren, Tanridan güç almis bir ermis, bir velîdir. Bununla birlikte, sorunlara çözüm bulan bir danisman, hakliyi haksizdan ayiran bir yargiç, sözü tutulan ve önerileri yerine getirilen bir halk büyügüdür. Tarama Sözlügü2, atayi baba sözcügüyle karsiliyor. Dede Korkutun özellikleri göz önüne getirilirse, sözlügün verdigi bu anlam yeterli degildir. Bu sinirli anlama bagli kalmayarak, ata sözcügünün degisik anlamlarini düsünmek yerinde olur. Anlatilarda Korkut Atadan çok, Dede Korkut adiyla karsilasiliyor. Dresden nüshasinda Dede Korkut adi 29 kez geçtigine göre, buradaki dede unvani üzerinde özellikle durmak gerekir. Dede Korkut adindaki dede sözcügünün Korkut adi kadar eski olmadigi ve bunun söylence kisisi Korkutun yasliligini nitelemek amaciyla asil ada sonradan eklendigi düsünülebilir. Tarihsel kaynaklarda ve çesitli Oguz rivayetlerinde Korkut adinin bazen dedesiz olarak yalnizca Korkut, bazen de Korkut Ata biçiminde geçmesi bunu açikça göstermektedir. Aslinda, Kâsgarlida bulunan ve Oguzca oldugu belirtilen, XIII. yüzyildan bu yana da Anadolu metinlerinde gördügümüz dede sözcügü ile, daha eski Türkçede ve Dogu Türkçesi ayri tutulursa, Bati Türkçesi disindaki öteki Türk lehçelerinde karsilasilmaktadir. Radloffta Çagatayca olarak da bulunmakla birlikte, yapisi bakimindan süpheli görünen bu sözcügün Dogu Türkçesine de Oguzcadan geçtigi anlasilmaktadir. Eskiden beri Türkçede ve öteki Türk lehçelerinde yasli büyüklerin unvani olarak, Bati Türkçesindeki dede sözcügü yerine genellikle ata unvani kullanilmistir. Bu kullanisa Bati Türkçesinde de rastlanmaktadir3.Yasli büyüklerin unvani olarak belirlenen dede sözcügü, ata sözcügünün yerini de tutuyor. Dede Korkut anlatilarinin giris bölümünde, Dede Korkuta baglanan özellikler, onun bir Türk babasi oldugunu göstermeye yeter. Görülüyor ki, az çok anlam ayrintilarina karsin, sözcüklerin birlestigi bir nokta vardir. Bu sözcüklerin anlam kapsamina göre, Dede Korkut, Türkler arasinda, benzersiz yeri ve görevi olan bir Türk atasidir. Anlatilan boylara göre, Oguzlarin deger verdigi bir kisi olan Dede Korkutun çesitli görevleri, dogal ve olaganüstü görevler olmak üzere ikiye ayrilmaktadir. Dede Korkutun kisiligini belirleme yönünden, onun bu görevleri üzerinde durmak yararli olacaktir.Ad Koyucu Dede KorkutDirse Han Oglu Bogaç Han Boyunda, Çagirdilar, Dede Korkut geldi. Oglani alip babasina vardi sözleri, Dede Korkutun bu görevini belirtiyor. Gücünün üstünde bir is yapan oglana ad konmasi için, Dede Korkut, bunun gerekçelerini siraliyor. Oglanin erdemli, hünerli oldugunu belirttikten sonra ona taht, beylik verilmesini önerir: Bayindir Hanin ak meydaninda bu oglan savasmistir, bir boga öldürmüs senin oglun, adi Bogaç olsun, adini ben verdim, yasini Tanri versin der. Bunun üzerine, oglanin babasi, ogluna taht verir, beylik verir. Ad koyulmasindan sonra, oglanin, toplum içinde bir yeri olmustur. Artik o beydir, taht sahibidir. Anlasiliyor ki, Dede Korkut, toplumun basari-basarisizlik dengesini de düzenliyor. Çünkü, toplumun basina belâ olanlari yola getiren de odur. Böylece, Dede Korkut toplumda belirleyicilik görevi yüklenmistir. Bir ata ya da dede olarak, hiç kimsede bulunmayan yetki, Dede Korkutun kisiliginde toplanmistir.Dede Korkutun verdigi adlar ozanca olmakla birlikte, ünlenen kisiyi de o adla sonsuza götürecek niteliktedir. Sözgelisi, boga öldüren bir çocuga Bogaç adini vermistir. Bu ad, her zaman bogayla ilgili bir olayi çagristiracaktir. Ayrica, Adini ben verdim, yasini Tanri versin diyerek, insanla Tanrinin yetkilerini de ayirmaktadir. Dede Korkut, burada, insanlarin, alinyazisi disindaki durumlarini yöneten bir inanilir kisi kimligindedir. Tanri ile insanin görev alanlarini birbirinden ayirmaktadir. 1 Türk Kültüründe Samanizm, Ozan, Âsik Sanati ve Dede Korkut, IV. Türk Dünyasi Yazarlar Kurultayi (Bildirirler), Ilesam Yayinlari, Ankara, 1999, s. 293-299.2 Tarama Sözlügü 1, Türk Dil Kurumu, Ankara, 1963. s. 268.3 Muharrem Ergin, Dede Korkut Kitabi, C. 1, s. 1

Çocuklugunda Dede Korkut adini duymamis olan yoktur. O yaslarda hakkinda fazla bir sey bilmedigimiz ya da ögrenmedigimiz Dede Korkut, Türklerin gelenek ve göreneklerini, yasama biçimlerini, deger yargilarini yansitan hikâyelerin anlaticisi, derleyip toparlayicisi olan bir Türk atasidir. 14. ve 15. yüzyillarda yaziya geçirilen, ama öncesinin çok ötelerde oldugu bilinen bu hikâyelere destan da denilmektedir. Dildeki yalinlik ve açiklik, anlatimindaki akicilik, bu yapitin bugünlere ulasmasini saglamistir. Doga sevgisi, insanca olan her seye verilen deger gibi evrensel temalarin yaninda, hikâyelerin her satirina ozanca bir duyarlik da sinmistir.Özgün adi Kitâb-i Dedem Korkut alâ Lisân-i Taife-i Oguzân olan bu basyapit, Adnan Binyazar tarafindan yalinlastirilip genç okurlarimiza kazandirildi. TADIMLIKDede Korkut Kimdir?Her ulu kisi gibi, Dede Korkutun kimligi konusunda da ayrintili bilgilere ulasilamiyor. Ancak birtakim eski metinler, tarihsel kaynaklar, halk arasindaki söylentiler, pek belirgin olmasa da, Dede Korkutun kisiligi üzerine ipuçlari vermektedir. Bu söylentilerin isiginda, Dede Korkut anlatilarina dayanarak, onun kisiligi konusunda genel de olsa bir sonuca varmaya çalisalim.Eski kaynaklarda Korkut, Korkut Ata, Dede Korkut gibi adlarla anilan Dede Korkut hakkinda, elimizdeki hikâyelerin giris bölümünde su bilgiler veriliyor: Hazreti Muhammet zamanina yakin, Bayat boyundan Korkut Ata derler bir kisi çikti. O kisi, Oguzun bilicisiydi. O ne derse olurdu. Bilinmezlikler... tümünü göster


Değerlendirmeler

değerlendirme
3 puan

Orjinal metinden ne kadar farklı bilemiyorum ama günümüz gençlerinin anlayabileceği bir kitap değil. 100 temel eserden çıkarılmalıdır. Daha akademik bir yaklaışmla okunup kültürel değeri gözetilerek değerlendirilmelidir. Gençlerin bir alt yapıya sahip olmadan okumaları kendi kültürlerine ön yargılı bakmalarına neden olacaktır.

11 yıl, 10 ay
8 puan

Okuldaki okutulan kitaplar arasında en rahat okuduğum. İçinde oldukça ilginç hikayelerde barındırıyor. Her çocuk okumalı, diyebilirim.Rahatlıkla. :)

Profil Resmi
3 puan

sevmedim bunu,hoca kızmasın diye okumuş olduklarımdandır :P

Profil Resmi
8 puan

Birkaç sene önce ben hala bir liseli iken bu benim okul ödevimdi. Güzeldi. =)

9 puan

Korkut Ata diline kopuzuna selam olsun.

Profil Resmi
7 puan

Türk kültürünü anlamak için mutlaka okunmalı

7 puan

Kendine Türk diyen her kimsenin zaman zaman eline alıp okuması gereken bir kitap.

Profil Resmi
8 puan

söylendiği zamana göre 10 puanı hakededen bir eser fakat günümüzde, bence 7 puan

Profil Resmi
1 puan

iyi bir kitap

Profil Resmi
10 puan

milli değerlerimizi ön plana çıkaran bir kitap.


Baskı Bilgileri



ISBN
9789753635001

Diğer baskılar


Etiketler: çocuk kitapları

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

hbbgms portakallisut rüya_mmr kitap     kurdu Sıla Çil
10 kişi

Okumak İsteyenler

yusufk max katipkitapkurdu
3 kişi

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski