Çatıdaki Pencere

“Ölmek varolmuş olmak ve artık olmamaktır,” derdi José Saramago. O öldü, artık yok, ama Çatıdaki Pencere Portekiz’de ve Brezilya’da, anadilinin vatanlarında basılır basılmaz insanlar yeni kitabı elden ele dolaştırdılar ve yepyeni bir heyecanla okuduklarını, şaşkınlıklarını dile getirdiler. Saramago bir kitap daha yayımlamıştı, duyarlılıklarımıza nüfuz eden, hayret ve hayranlıkla kalakalmamıza neden olan taze ve aydınlık bir kitap; ve anladık, sonunda anladık ki bu artık kesinlikle varolmayan ama paylaşmaya devam etmek isteyen yazarın ardında bıraktığı bir armağandır. Bıktırana kadar şu cümle yinelendi: Bu kitap bir mücevher, Saramago nasıl olup da o yaşında bu bilgeliğe sahipti, insanları böylesine incelikle, kusursuzca ve anlatıyı uzatmadan betimleyebiliyordu? Nasıl olup da sıradan ve önemsiz ama bir o kadar da evrensel durumları dile getirebilecek, bu kadar dingin bir şiddetle köhne değer yargılarına karşı gelecek kapasiteye sahipti?”

Pilar del Rio

Çatıdaki Pencere, José Saramago’nun yazarlığının erken döneminde yazdığı, ama ölümünden sonra yayımlanan romanı. Eşi Pilar del Rio’nun dediği gibi, Çatıdaki Pencere Saramago’ya giriş kapısıdır ve her okur için bir keşif olacaktır. Sanki mükemmel bir halka tamamlanıyormuş gibi. Sanki ölüm yokmuş gibi.

“Ölmek varolmuş olmak ve artık olmamaktır,” derdi José Saramago. O öldü, artık yok, ama Çatıdaki Pencere Portekiz’de ve Brezilya’da, anadilinin vatanlarında basılır basılmaz insanlar yeni kitabı elden ele dolaştırdılar ve yepyeni bir heyecanla okuduklarını, şaşkınlıklarını dile getirdiler. Saramago bir kitap daha yayımlamıştı, duyarlılıklarımıza nüfuz eden, hayret ve hayranlıkla kalakalmamıza neden olan taze ve aydınlık bir kitap; ve anladık, sonunda anladık ki bu artık kesinlikle varolmayan ama paylaşmaya devam etmek isteyen yazarın ardında bıraktığı bir armağandır. Bıktırana kadar şu cümle yinelendi: Bu kitap bir mücevher, Saramago nasıl olup da o yaşında bu bilgeliğe sahipti, insanları böylesine incelikle, kusursuzca ve anlatıyı uzatmadan betimleyebiliyordu? Nasıl olup da sıradan ve önemsiz ama bir o kadar da evrensel durumları dile getirebilecek, bu kadar dingin bir şiddetle köhne değer yargılarına karşı gelecek kapasiteye sahipti?”

Pilar del Rio

Çatıdaki Pencere, José Saramago’nun yazarlığının erken döneminde yazdığı, ama ölümünden sonra yayımlanan romanı. Eşi Pilar del Rio’nun dediği gibi, Çatıdaki Pencere Saramago’ya giriş kapısıdır ve her okur için bir keşif olacaktır. Sanki mükemmel bir halka tamamlanıyormuş gibi. Sanki ölüm yokmuş gibi.


Değerlendirmeler

değerlendirme
Profil Resmi
8 puan

bu kitap yazarın yazıp bitirdiği (bitiriliş sırasına göre) ikinci kitabı 1950' de bitirmiş ....
başlangıç sırasına göre sanırım ilk yazdığı kitap 1940' ta başlamış (öteki basılan kitabına ne zaman başladığını bilmiyorum fakat o kitap 1947 de basılmış) ...
okurları ile buluşması ise Jose Saramago nun ölümünden sonra oluyor yani biraz enteresan bir basım hikayesi var, yazar bu kitabı 1953 te yayınevine veriyor fakat basılmıyor kitap, yazarada haber verilmiyor ...
bunda 30 sene sonra ise yayınevi taşınırken yazara telefon geliyor ve bu kitabının bulunduğundan bahsediliyor, zamanında yazar bu kitabın haberini 20 sene beklemiş yayınevi ise red haberi bile vermemiş ...
uzun lafın kısası, Jose Saramago bu kitabın o hayattayken basılmasına izin vermiyor vefatından sonra ise karısı tarafından bastırılıyor ...
basılış öyküsü bu ...
kitaba gelince;
yazarın henüz o meşhur üslubu oturmamış ...
fakat kitap son derece olgunca yazılmış ve o döneme göre hayli cüretkar...
belki basımı bu yüzden engellenmiş, bu konuyu öğrenemeyeceğiz sanırım konuya vakıf değiliz ...
kısaca söylemek gerekirse bir apartmandaki kiracıların öyküsü...
elif şafağın bit palası gibi denebilir fakat burada hayat sorgulanmış bazı felsefik göndermeler var ve o döneme göre tabu bu döneme göre olağan sayılabilecek aile içi olaylar, lezbiyenlik, ensest vs ...
işte anladınız ...

8 puan

Saramago'dan gerçekten güzel kitap. Anlatım fena halde sarıyor, bazı şeylere başarılı bir şekilde parmak basıyor.

En dikkat çeken şey ise kitapta altı çizilmesi gereken onlarca cümle var. Elde kalemle okuyabildiğiniz kitaplar, kalitelidir.

Profil Resmi
3 puan

Daha önce okuduğum Saramago kitapları gibi sürükleyici gelmedi, açıkçası biraz hayal kırıklığına uğradım; çünkü beklentim çok yüksekti.

9 puan

Büyük yazar Jose Saramago'nun kayıp olan ve öldükten sonra yayınlananÇatıdaki Pencere edebiyat çevrelerince bu kitap bir mücevher olarak kabul edilmiştir.

Roman 1952 yılında Lİsbon'da altı daireli üç katlı bir apartman ve altı ailenin yaşantıları aile içi olaylar birbirleri ile olan ilişkiler üzerine kurulu.

Bir Saramago sever olarak çok severek okudum ve çok keyif aldım adeta romandaki müthiş karakterlerle sanki eskiden beri tanıyormuş gibi bir arada yaşadım. Benim bu roman için tek kelimelik bir yorumum olur.MÜTHİİŞ.

Biraz kitabın ön sözünü yazan Saramago'nun eşi ve halen Saramago vakfı başkanıda olan Pilar Del Rio'dan alıntı yaparak bu kitabın serüveninden bahsetmek isterim

Saramago bu kitabı yazarlığa ilk başladığı yirmili yaşların sonlarında 1949-1950 yıllarında yazmış.Teslim ettiği ve büyük bir merak ve hevesle beklediği cevap asla gelmemiş gelmediği gibi kaybolmuş ta ki 1989 yılına kadar.Artık Saramago dünya çapında çok ünlü bir yazardır, Bir gün o yayınevinden görüşmek istediklerini taşınma esnasında kaybolan kitabın bulunduğunu Bu kitabı izinleri olursa yayınlamaktan onur duyacaklarını belirten bir telefon gelir. Saramago beklediği daha sonra düşünürüz gibi gönül alıcı bir cümleyi bile esirgeyen yayınevine gider ve hayır der ve teslim ettiği kitabı alır ve ölene kadar hiç açmadan bir kenara atar.Öldükten sonra eşi Pİlar Del Rio yayınlatır. ve anında büyük ilgi görür. Edebiyatçılar bu bir mücevher diye niteleyip bir insan yirmili yaşalarda nasıl bu kadar bilge ve insan analizi yapabilir diyede hayretlerini gizlemezler.

8 puan

Yazar cümlelerini sihirle kurmuş, zira bu akıcılığın başka bir açıklaması olamaz.

7 puan

"Anlayış... Anlayış bir sözcükten ibarettir. Kimse yerinde olmadığı birini anlayamaz. Kimse aynı anda hem kendisi hem de başkası olamaz."

Yazarın apartman hayatını, kendi egolarına, kinlerine göre hayat biçimi belirlemiş insanların yaşamını güzel bir biçimde bize yansıttığı kitaptı.

Profil Resmi
10 puan

Çatıdaki pencere, Saramago’nun bu pencereden bütün evlerin içini gördüğü bir kitap olarak yazılmış. Birden çok toplumsal düşünceye acımasızca saldırıyor yazar çatı penceresinden gördükleriyle. İnsanlar için iyilik ve kötülük var, her bir insanoğlu için farklı olan ve hür iradeyle seçilen. Peki, gerçekten öyle midir, yoksa koyulan kurallar çerçevesinde kendi düşüncelerimizi herkesten farklı, özel ve biricik mi zannediyoruz? Yani demek istiyorum ki, yasa koyucular tarafından belirlenen şeylere göre mi iyi ve kötü olduğunu sandıklarımız hakkında yorum yapıyoruz? Tıpkı bizim başkalarının düşündüğü şey için sıradan bir düşünce olarak nitelendirdiğimiz gibi başkaları da bizim düşüncelerimizi basit, kokuşmuş bir düşünce olarak mı görüyor? Biz de diğerlerini, kalabalığı oluşturan sıradan bir insan gibi görürken biz de o yığını oluşturan alelade bir varlığız aslında. Bir karaktere göre, bunun üstesinden başkalarını severek, başkalarına faydalı olarak gelebiliriz. Yani kendi deneyimlerimiz ancak bir başkasına faydalı olursa bunu aşabiliriz ve toplumu birbirinden ayıran, her güzel şey için savaşmaya sarılan toplumdan aydınlığa doğru bir çıkış yolu bulabiliriz. Ancak bunu nasıl başarabiliriz ki? Bunun için mücadele ederken bile, güçlülerin diğer insanlarla eğlenmek adına oluşturduğu sevgiden yararlanmaya çalışmak, onlara biraz daha yardım etmek olabilir mi? Belki de bizim için bir oyun alanı açmak istediler? En basitinden, bir iftiraya yalan olduğunu bile bile boyun eğmek ne demektir? Hele bir de toplumu bu kural koyuculardan kurtarmak isteyenlerce bu yapılırsa, insan kime güvenebilir ki? İnsanın, ebeveynine bile sırf her gün görüp alıştığı ve onun için bazı şeyleri yapıp yapmadığı için sevgi beslemesi en masum insanın bile günahı değil midir? Kimse kimseyi o olduğu için değil de yaptıkları için sevmeye ya da nefret etmeye alışması nedir? Hem zaten kim bir insanı gerçekten tanıyabilir ki? Bir insanın kendi isteklerine bile anlam veremediği, kendini anlayamadığı dünyada, bu gerçek anlamda imkânsıza yakın bir şeydir.
Yazarın mutlulukla ilgili yazdıklarının bende bıraktığı etkiyle bitirmek istiyorum. İnsan her ne zaman mutlu olmaya çalışsa, mutluluğu yakalayamaz; çünkü mutluluk onu düşünmeye başladığın an kaybolur. Gerçekten mutlu olmak için, bir varlığa içten gelen ölesiye bir sevgi yeterlidir bazen.
Saramago’yu anlamak için çatıdaki pencereden derinlere doğru inmeye başlanabilir.


Baskı Bilgileri

Karton Cilt, 312 sayfa
Eylül2012 tarihinde, Kırmızı Kedi tarafından yayınlandı


ISBN
9786055340629
Dil
Türkiye Türkçesi

Etiketler: roman

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

jennywren yuhannes Zuhalay Misafir Çocuk çağlade
33 kişi

Okumak İsteyenler

stan soztekin The Ugly elif-nur begwinchester
23 kişi

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski