Çanakkale Geçilmez/Bir Destanın Öyküsü

8 Ocak 1916 gecesi son İngiliz askerleri de cepheyi terketti. Yüz bin şehit gözyaşları içinde kucaklaşıyordu. Gelibolu Yarımadası bir an yorgun bir sessizliğe gömülmüştü. Sağdan sola türkü demetleri hafifçe dalgalanıyor, kurumuş el kol parçaları son bir şey anlatmak ister gibi rüzgârda kıpırdıyordu.
Tabur hekimleriyleTabur imamları kendilerine emanet edilen veda mektuplarını hıçkırıklı evlere ulaştırabilecekler miydi acaba? Yoksa onlar da mı ölmüştü?"Recep Şükrü Apuhan, Tarih denen büyük öğretmeni bu defa Çanakkale Savaşı'nı anlatması için kürsüye çıkarıyor. Bu derste gerçek yiğitlik, fedakârlık ve insanlık öyküleri var.Çanakkale Savaşı'nı her yönüyle ele alan bu kitabı; heyecan, gurur, hüzün ve zevkle okuyacaksınız..

8 Ocak 1916 gecesi son İngiliz askerleri de cepheyi terketti. Yüz bin şehit gözyaşları içinde kucaklaşıyordu. Gelibolu Yarımadası bir an yorgun bir sessizliğe gömülmüştü. Sağdan sola türkü demetleri hafifçe dalgalanıyor, kurumuş el kol parçaları son bir şey anlatmak ister gibi rüzgârda kıpırdıyordu.
Tabur hekimleriyleTabur imamları kendilerine emanet edilen veda mektuplarını hıçkırıklı evlere ulaştırabilecekler miydi acaba? Yoksa onlar da mı ölmüştü?"Recep Şükrü Apuhan, Tarih denen büyük öğretmeni bu defa Çanakkale Savaşı'nı anlatması için kürsüye çıkarıyor. Bu derste gerçek yiğitlik, fedakârlık ve insanlık öyküleri var.Çanakkale Savaşı'nı her yönüyle ele alan bu kitabı; heyecan, gurur, hüzün ve zevkle okuyacaksınız..