Bir Yanılsamanın Geleceği Uygarlık ve Hoşnutsuzlukları

‘UYGARLIK KAVRAMI ‘Hoşnutsuzluk kavramını a priori dışlar: Uygarlık Güzelliktir, Sevgidir, Bilgidir. O usdışı bileşim olsa olsa Tarihin İstenç ile değil ama İçgüdü ile işlediğini varsayan hastalıklı nihilizme, ya da Usu değil ama Açlık İçgüdüsünü ilke yapan tarihsel özdekçiliğe ait olabilir. Bu ruhçözümleme kuramının bakış açısı değildir. Ruhçözümleme kuramının ussal ilkesi İçgüdü değil, ama Erostur, ve Eros onu yaratan klasik dönemin mitolojisinin kendisinde de bir dürtü değil ama Duygudur, barbarlaştırıcı değil ama tam tersine uygarlaştırıcı olan Sevginin kendisidir. Ruhçözümleme kuramı bütün bir tarihi saçmalaştıracak bir patolojiyi değil ama özel olarak modern koşulların kitlesel boyutlara yükselttiği ruhsal rahatsızlığı çözümler. Kuramın tarihsel eriminin böyle daraltılması ancak baskının (kendine ya da başkasına yönelik bilinçsiz nefretin) modern dönemde bu dönemi tarihin bütününden ayıracak bir yeğinliğe ve yaygınlığa yükselmesi

‘UYGARLIK KAVRAMI ‘Hoşnutsuzluk kavramını a priori dışlar: Uygarlık Güzelliktir, Sevgidir, Bilgidir. O usdışı bileşim olsa olsa Tarihin İstenç ile değil ama İçgüdü ile işlediğini varsayan hastalıklı nihilizme, ya da Usu değil ama Açlık İçgüdüsünü ilke yapan tarihsel özdekçiliğe ait olabilir. Bu ruhçözümleme kuramının bakış açısı değildir. Ruhçözümleme kuramının ussal ilkesi İçgüdü değil, ama Erostur, ve Eros onu yaratan klasik dönemin mitolojisinin kendisinde de bir dürtü değil ama Duygudur, barbarlaştırıcı değil ama tam tersine uygarlaştırıcı olan Sevginin kendisidir. Ruhçözümleme kuramı bütün bir tarihi saçmalaştıracak bir patolojiyi değil ama özel olarak modern koşulların kitlesel boyutlara yükselttiği ruhsal rahatsızlığı çözümler. Kuramın tarihsel eriminin böyle daraltılması ancak baskının (kendine ya da başkasına yönelik bilinçsiz nefretin) modern dönemde bu dönemi tarihin bütününden ayıracak bir yeğinliğe ve yaygınlığa yükselmesi


Değerlendirmeler

değerlendirme
8 puan

Metnine özümüzde uygarlığa verilen ödünler yüzünden öfkeli olduğumuz ve yıkıcı davranışlarımızın kökeninin bu olduğunu savunusuyla giren ünlü psikolog, her hakkın eşit dağıtılsa bile, arzu ve siteklerin eşit şekilde giderilemeyeceğini belirtmiş. lider ve kültürle özdeşleşme olmadan grup bilincinin dolayısıyla uygarlığın ortaya çıkamayacağını söylemiş. Sanatın verilen özveriler için bir ikame ve güçlü bir doyum aracı olduğunu, kültürle özdeşleşmeye yardımcı görevi bulunduğunu ifade eden yazar, doyumun en üst tabakasının diktatör olduğunu ve yasakların elde ettiklerini yitirmemek adına bu diktatör tarafından çıkarıldığını göstermiş.

Doğaya dönme şansımız olsa bile modern insanın eski avcı- toplayıcı toplum modeline uyum sağlamak için fazlasıyla ilerlemiş olduğunu belirterek uygarlığın esas görevinin bizi doğaya karşı savunmak olduğunu ifade etmiş. Tanrıların üç önemli görevinin ( doğaının dehşetini gidermek, kaderin zulmüne alıştırmak, uygarlığın getirdiği acı ve yoksunluklara telafi sağlamak ) zamanla sadece kültürün korunması ve üstü ahlakın yüceltilmesi görevine döndüğünü savunmuş. Dinin, yıkıcı güdülere baraj görevi gördüğünü, ortadan kalkması durumunda insanların uygarlığın dayatmalarından ari olacaklarını ifade etmiş. Kitabın ortalarında kendisiyle tartışmaya başlayan yazar, aklına gelen tüm soruları cevaplamaya çalışmış. Dayton davası ve darwinizm atıflarında bulunan yazar, kutsallık kisvesinden çıkarılıp sosyal kontratın yararlarının açıklanmasının uzun vadede çok daha iyi olacağını savunmuş. Din ve saplantı nevrozları arasındaki belirtileri inceleyen yazar, üzerindeki baskı unsurlarından kurtulamayan insanın tam olarak tanımlanamayacağını ifade etmiş. Oedipal kompleksi doğaya atfederek Tanrı figürünün aile içinde korkulan ve saygı duyulan "baba" figürünün metafizik bir eşdeğeri olduğunu söyleyen yazar, çağı içerisinde düşünülürse çok sayıda kaşın kalkmasına neden olacak çıkarımlarını bilime ve akla methiyeyle kapatmış.

Cesur ve sağlam çıkarımlarla dolu bir eser, samimi anlatı tarzı ve bayağılaşmadan tartıştığı konuların ciddiyetine saygılı bir üslupla yazılmış.

10 puan

Metinde doğa ve uygarlık sorunsalı, ardından doğan Tanrı ve din yanılsamalarından bahsedilmiş. Freud'a göre uygarlık doğadan faydalanma, onun kötü etkilerine karşı mücadelede kullanılabilecek bilgiler bütünü diyebiliriz. Birey içgüdüleri doğrultusunda hareket etmek isterken uygarlık kendi varlığını korumak için bireyden içdürtüsel vazgeçiş bekler. Burada doğayla mücadele etmek isteyen insan onu zihninde insanlaştırmaya gider, bir çocuğun baba figürü gibi kendine doğayla mücadele edebilecek eş değer güçte varlıklar yaratır, yani tanrıları.
Toplumun gelişim evresi bir insanın gelişimine benzer. Bebeklik, çocukluk, yetişkinlik. Freud'a göre insanlık ne zaman ki baba korkusu ve onun korumasından kurtulacak, yani tanrı yanılsamalarından, o vakit çocukluk evresinden yetişkinliğe geçiş yapacaktır.


Baskı Bilgileri



ISBN
975 397 079 X

Diğer baskılar


Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

zübeyir dry crmn
2 kişi

Okumak İsteyenler

bulutsu
1 kişi

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski