Bilge Sultan Abdülhamid Han

“Bunca yıl devletimin bekası için çabaladım durdum ama bütün hizmetlerime bir kara çarşaf çektiler.”


Bu sözler, Abdülaziz Han’ın şehit edilmesiyle kendisini tahtta bulan ve 33 yıl boyunca Osmanlı Devletine büyük hizmetlerde bulunan, ilk günden beri hakkında asılsız ithamlarda bulunulmasına rağmen bir an olsun yılmadan yoluna devam eden Bilge Sultan’ın son günlerindeki kırgınlık dolu sözleridir.


Geçmişten günümüze hakkında söylenmekte olan “kızıl sultan, korkak, evhamlı, gerici, sarayından dışarı çıkmayan ve olan bitenlerden haberi olmayan” yakıştırmalarının aksine O;

Hiçbir cana kıyamayacak kadar merhamet dolu,


Kendisine düzenlenen bombalı suikastta askerler dâhil herkesin donup kaldığı ve korkudan yerlerinden kıpırdayamadıkları bir anda ortalığı sakinleştirip, atının dizginlerini eline alıp olay yerinden sakin bir şekilde çıkacak kadar cesur,


Söylenenler gibi sarayından çıkmıyor olmasına rağmen Osmanlı toprakları dışında Balkanlar ve Avrupa topraklarında yaşanan gelişmelerden en ince ayrıntısıyla haberdar olacak kadar bilgi sahibi bir Sultandı.


Abdülhamid Han’ın uzun ve yorucu bir şekilde geçen 33 yılının konu edildiği bu romanda tüm bu bahsedilenlerle birlikte daha fazlasını bulacak, yeniden bir başlangıç yapıp tüm söylentileri bir kenara koyarak Bilge Sultan Abdülhamid Han’a gönül kapılarınızı açacaksınız.

“Bunca yıl devletimin bekası için çabaladım durdum ama bütün hizmetlerime bir kara çarşaf çektiler.”


Bu sözler, Abdülaziz Han’ın şehit edilmesiyle kendisini tahtta bulan ve 33 yıl boyunca Osmanlı Devletine büyük hizmetlerde bulunan, ilk günden beri hakkında asılsız ithamlarda bulunulmasına rağmen bir an olsun yılmadan yoluna devam eden Bilge Sultan’ın son günlerindeki kırgınlık dolu sözleridir.


Geçmişten günümüze hakkında söylenmekte olan “kızıl sultan, korkak, evhamlı, gerici, sarayından dışarı çıkmayan ve olan bitenlerden haberi olmayan” yakıştırmalarının aksine O;

Hiçbir cana kıyamayacak kadar merhamet dolu,


Kendisine düzenlenen bombalı suikastta askerler dâhil herkesin donup kaldığı ve korkudan yerlerinden kıpırdayamadıkları bir anda ortalığı sakinleştirip, atının dizginlerini eline alıp olay yerinden sakin bir şekilde çıkacak kadar cesur,


Söylenenler gibi sarayından çıkmıyor olmasına rağmen Osmanlı toprakları dışında Balkanlar ve Avrupa topraklarında yaşanan gelişmelerden en ince ayrıntısıyla haberdar olacak kadar bilgi sahibi bir Sultandı.


Abdülhamid Han’ın uzun ve yorucu bir şekilde geçen 33 yılının konu edildiği bu romanda tüm bu bahsedilenlerle birlikte daha fazlasını bulacak, yeniden bir başlangıç yapıp tüm söylentileri bir kenara koyarak Bilge Sultan Abdülhamid Han’a gönül kapılarınızı açacaksınız.


Değerlendirmeler

değerlendirme
2 puan

Sayın Yasin Bey'in ilk kitabını kutlarım. Ve sonraki kitapları için de başarılar dilerim. Kitabın altında yatan toplumsal vazifenin bilinci ile okuduğumu en başta belirtmek isterim. Yazılan kitapların, çekilen film ve dizilerin Toplumsal Vazife bilinci ile ortaya çıkması gerektiğine inanan biri olarak kendisini takdir ettiğimi söylemek isterim.

Kitapta yıllarca 'Kızıl Sultan' denerek hakkı yenen Abdülhamid Han'ın 33 yıllık saltanatı hikayeleştirerek anlatılmış. Kendisi Osmanlı'nın son döneminin en büyük padişahı olarak tarihe geçmiş; 33 yıl boyunca devleti ve milleti için mücadele vermiş ama sonunda içimizdeki hainlerin de desteği ile bir nevi darbe ile tahtından indirilmiş büyük bir devlet adamıdır. Aslında onun yaşadıkları ile günümüzde cereyan eden olayların bu denli birbirine benzer olması oynanan 100 yıllık oyunun aksatılmadan devam ettiğini de gösteriyor.

Elbette ki ilk kitap olmanın verdiği bazı eksikler mevcut. Elimden geldiğince dillendirmek istiyorum ki bir sonraki kitaplarda, yazarımız da eksiklerini geliştirerek daha iyi kitaplar ortaya çıkartabilsin.

1- Öncelikle hikayeleştirerek anlatım biraz fazla hızlı geçişler şeklinde olmuş. Yani demek istediğim ayrıntıya girilmeden üstün körü olan biten anlatılmış geçilmiş. Minik betimlemeler olsa da genel olarak roman tadını veren o betimlemelerden uzak kalınmış.

2- Anlatım dili yer yer biraz sıkıntılı olmuş. Örneğin; 23. sayfada; "Abdülhamid Han, aldığı bir karar ile göstermiş olduğu başarısızlıklardan dolayı Mithat Paşa'yı görevinden azlediyor ve sürgüne gönderiyordu." Hemen ardından da Mithat Paşa bu durumu sorgulamak için Padişahın karşısına çıkıyor. Şimdi yanlış bir anlatım dilidir. Kullanılan zaman dilimi çok yanlış. Yer yer böyle yanlış zaman dilimleri kullanılmış.

3- 74. Sayfada padişah şehzade iken yaşadığı bir anıyı anlatıyor. Abdülmecid Han'ın oğluna; saygılı bir şehzade olarak İngiliz büyükelçisinin elini öpmesini salık verdiğini ama yapmadığını anlatıyor. Öncelikle bu tarihi bir hatadır. Yani bırakın Türk şehzadelerini; batıdaki prensler dahi hiçbir büyükelçinin elini öpmez zira hepsinin üstündedir. Osmanlı'da da bir şehzadenin bırakın bir büyükelçiyi bir paşanın elini öpmesi vs. mümkün değildir. Şehzadeler padişahlardan sonra gelir dersem, yanlış olmaz. Zira o adam ileride padişah olabilir; el öpmek de neymiş? Bu ciddi bir hata.

4- Konu çok iyi ama kurgu çok zayıf kaçmış. Üzerinde çok çalışılma gereği duyulmamış izlenimi verdi. Daha zengin ve heyecan verici bir kurgu ile konu işlense idi kitap daha ilgi çekici olurdu. Açıkçası basit bir kurgu olduğu için sıkıldım. Bu yüzden bir noktadan sonra atlaya atlaya okuyarak geçtim. Fakat sonuna kadar gitmem yazara ve emeğine saygı gereği şarttı. Çünkü dediğim gibi kitabın yazılma bilinci takdire şayan ama keşke üzerinde daha çok çalışılsaydı.

5- Sayfa düzeni de çok düzenli kullanılmamış. Bunu da editörün yapmasını beklerdim.

Yazarımız bu eleştiriyi okursa sakın yazma şevkini kaybetmesin. Yazım tekniği, yazdıkça gelişir ve yazmak uzun vadeli bir yatırımdır.

Saygılar.


Baskı Bilgileri




Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

Sultanların Günlüğü
1 kişi

Okumak İsteyenler

Okumak isteyen bulunamadı.

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski