Beyaz Helsinki (Dedektif Kari Vaara, #3)

Kari Vaara, kızları doğduktan iki gün sonra Amerikalı eşi Kate’e, bomba etkisi yaratan haberler verir; Bir beyin tümörü vardır ve suçla savaşmak için suç işleyen, gizli bir operasyon örgütünün başına getirilmiştir.

Örgüt doğrudan Finlandiya Ulusal Polis Şefi'ne bağlıdır. Gizlilik, özerklik ve tüm teknolojik cihazları alabilecek nakit sağlanmıştır. Çok geçmeden haydutların evlerine girmeye, paralarını, uyuşturucularını ve yasadışı silahlarını çalmaya başlarlar.

Bu sırada, Finlandiya, yabancı düşmanlığından başka bir gündemi olmayan aşırı sağ partinin popülerlik kazanmasıyla çalkalanmaktadır. Ülkenin önde gelen göçmen hakları avukatı öldürülür ve başı postayla Finlandiyalı Somalililer Şebekesi'ne gönderilir. Başkan tarafından cinayet davasına atanan Kari, kendini bir milyarderin kaçırılan çocuğunun çözülmemiş davasının ortasında bulurken, eski Fransız lejyoneri ve Kate ile Faustvari bir pazarlığa girmek zorunda kalır.


“Çarpıcı anlatımıyla elden bırakılması imkânsız bir kitap.” – Houston Chronicle

“Kari Vaara serisinin bu üçüncü kitabı daha karanlık, jilet gibi keskin ve düşündürücü.” – The Florida Times

“Stieg Larsson ve Henning Mankell hayranları için kaçırılmaması gereken bir kitap.” – Booklist

“Thompson bu son derece güncel romanında ahlaki açıdan belirsiz alanları ustalıkla keşfediyor.” – Publishers Weekly

Kari Vaara, kızları doğduktan iki gün sonra Amerikalı eşi Kate’e, bomba etkisi yaratan haberler verir; Bir beyin tümörü vardır ve suçla savaşmak için suç işleyen, gizli bir operasyon örgütünün başına getirilmiştir.

Örgüt doğrudan Finlandiya Ulusal Polis Şefi'ne bağlıdır. Gizlilik, özerklik ve tüm teknolojik cihazları alabilecek nakit sağlanmıştır. Çok geçmeden haydutların evlerine girmeye, paralarını, uyuşturucularını ve yasadışı silahlarını çalmaya başlarlar.

Bu sırada, Finlandiya, yabancı düşmanlığından başka bir gündemi olmayan aşırı sağ partinin popülerlik kazanmasıyla çalkalanmaktadır. Ülkenin önde gelen göçmen hakları avukatı öldürülür ve başı postayla Finlandiyalı Somalililer Şebekesi'ne gönderilir. Başkan tarafından cinayet davasına atanan Kari, kendini bir milyarderin kaçırılan çocuğunun çözülmemiş davasının ortasında bulurken, eski Fransız lejyoneri ve Kate ile Faustvari bir pazarlığa girmek zorunda kalır.


“Çarpıcı anlatımıyla elden bırakılması imkânsız bir kitap.” – Houston Chronicle

“Kari Vaara serisinin bu üçüncü kitabı daha karanlık, jilet gibi keskin ve düşündürücü.” – The Florida Times

“Stieg Larsson ve Henning Mankell hayranları için kaçırılmaması gereken bir kitap.” – Booklist

“Thompson bu son derece güncel romanında ahlaki açıdan belirsiz alanları ustalıkla keşfediyor.” – Publishers Weekly


Değerlendirmeler

değerlendirme
8 puan

Bir Kari Vaara kitabını daha üzülerek bitirdim... Kari ile muhatap olmak son derece keyifli bir olay... bir önceki kitapta kendisini beyin tümörü ile baş başa bırakmıştım... bu kitaba da aynı halde başladık... konu ilk iki kitaptan çok farklı bir şekilde gelişti... Kari Vaara değişti... zaten çılgın bir tip olan adamımız bu kitapta çılgınlığın zirvesine ulaştı... bir ara ne olacak bu adam böyle diye kara kara düşündüm... hatta geçirdiği değişime çok üzüldüm... ama umudumu da yitirmedim ... başta çok iyi niyetle başladı fakat kendisi kullanıldığını anlamakta gecikti... sonra da düzeltmek için uğraşırken işlerin içine de etti... ama Kari Vaara'nın işlerin içine etme şekli sizi kitaba feci şekilde bağlıyor... ilk iki kitabı okuyanlar bilir (okumayanlar öğrensin derim ;) ) biraz fazla dik kafalı bir adamdır ve çok fazla kendi adalet sistemini kullanır... çoğu zaman ise işleri düzeltmeye çalışırken fazlaca insanı kızdırır ama yine de kahraman olmayı başarır... biraz isteksiz bir kahramandır... hatta kahraman mı değil mi tartışılabilir ... kendine özgü bir adamdır ve özün de çok da iyi bir kalbi var... fakat kendini suçlayacak bir şey bulmayı da her zaman başarır.... işte Kari Vaara böyle bir adamken suçluluk duygusunu kullanıp kendisine piyon muamelesi yapıldı... ama unuttukları şey Kari'nin azmiydi... olaylarda kullanıldığını anlar anlamaz düzeltmek için yola koyuldu... dedektifimizin bu kitapta bir de ekip oluşturduğu iki arkadaşı vardı... ikisi de onun kadar çatlak karakterler... biri Tatlım kendisi 21 yaşın da bir dev ve şiddet uygulama konusun da uzman... üstelik hiç bir şey hissedemeden şiddet uygulayabilme kapasitesi çok yüksek... ve tabi psikolojik olarak bozuk... ikinci ortağı Milo'yu ise bir önceki kitaptan tanırsınız... çok yüksek IQ'lu bir zekaya sahip ve elektronik konusun da uzman... şiddetten zevk alma eğilimin de ve psikolojisi Tatlım'dan bile bozuk... bu üç ilginç karakter bir arada gizli bir göreve ve bir cinayet olayını çözmeye atanır... olaylar çok ilginç bir şekilde politika ve ırkçılığın karıştığı boyutlara ulaşır... bu kitap birazda Fillandiya'nın politik durumu ile ilgili... bu kısım biraz insanı yorsa da kitaba farklı bir boyut kazandırmış... her zaman ki gibi Kari ve hayatı da bu kitap ta bol miktar da vardı... karısı ve kızı ile ilişkisi de çok iyi bir şekilde işlenmişti... hem yeni olayları hemde Kari'nin ilerleyen hayatını bir arada takip ediyoruz seride... üstelik ben kitabın sonundan da memnun kaldım ;) bu yazar ve tarzı tam anlamı ile polisiye... dörtdörtlük bir suç romanı... ben yazarı ve seriyi seviyorum ve takipteyim... Kari Vaara ile yeni bir buluşmaya kadar kendisini özleyeceğim... tavsiye ediyorum okuyun!!!

10 yıl, 11 ay
Profil Resmi
2 puan

Yorumun aslı: http://kordugumhayaller.blogspot.com/2013/05/beyaz-helsinki-helsinki-white-by-james.html

Yok arkadaş yok, bana böyle sert polisiyeler yaramıyor. Okurken tipten tipe giriyor, okuduktan sonra ise "nasıl yane?" diyerek şöyle bir kalıyorum! Bu kitapta da aynen böyle oldu. Gerçi bunun nedeni serinin 3. kitabını okumuş olmam olabilir ama okurken de diğerlerinin eksikliğini pek hissetmemiştim O.o

Kitaba ilk başladığımda gayet iyi gidiyorduk. Kari ve eşini, yaşadıklarını, kızlarını ve önceki kitaplarda neler olduğunu okurken diğer kitapları okumasam da bir sorun olmadı bu bağlamda. Çünkü yazar daha öncekileri çok detay vermese de bilmemiz gereken bilgileri bize gayet güzel bir şekilde açıklamış. Özellikle bunu kitabın akışını bozmadan yapmasını sevdim. Yani okurken kopmuyorsunuz olaydan, sadece geçmişi düşünüp şimdiye geliyor ve olaya bağlıyorsunuz bu bilgileri.

Ama gelgelelim kitap ilerledikçe
sevdiklerim bile sıkmaya başladı beni. Ve tabi yazar da anlatımını sertleştirdi biraz. Başlarda daha çok olaydan bahsettiği için alışkın olduğum bir anlatımlaydı. Ve tabi polislik olayları da hafif bir düzeydeydi. Ama ilerledikçe kitabımızın konusunu oluşturan olaya geldik. Bundan sonra ise kitap biraz kafamı karıştırmaya ve kahramanımız Kari'nin hem işinin hem de aile hayatının birbirine girmesiyle de beni zorlayıp sıkmaya başladı. Zorladı çünkü, daha teknik terimler kullanıldı hem de bolca. Tamam, polislik yapıyorlar ama bu kadar silah, tekne vb. konularda teknik bilgileri bize bu kadar yüklemeleri gerekmezdi. Açıkçası benim çok da ilgi alanım olmadığı için hem de bu kısımlar yazılırken uzun tutulduğu için okurken sıkıldım ve yoruldum.

Kafamı karıştıran kısımlar ise, olayların çok hızlı ve birden gerçekleşmesi oldu. Gerçi aile hayatında olacakların gidişatını yazar bize iyi bir şekilde ve tahmin etmemiz, kendimizi hazırlamamız için yavaş bir şekilde veriyor. Ama bunu diğer konularda pek yapamıyor ne yazık ki. Çünkü okurken -çok zorlu olan bir görev de bile- olayların hemen halledilmesi olsun, aile-iş arasındaki ya da sahnelerin arasındaki geçişler olsun çok hızlı bir şekilde olması beni hem afallattı hem yordu. Belki de bunun sebebi okuduğum kitaplarda genelde böyle bir olay olduğunda o konu üzerinde fazlaca durması, enine boyuna düşünmesi ve bize de tahmin etmek için seçenekler bırakmasıydı. Ama bu kitapta yazarımız bunu yapmak yerine gayet hızlı bir hayat tarzını benimsemiş. Kim bilir, belki de seriyi ilk kitaptan okusaydım bu kadar yadırgamazdım :D

Kitabımız, Kari Vaara'nın Finlandiya'nın meşhur bir meydanında amiri Jyri ile buluşması ve bu buluşmadan sonra görev değişikliği ile hayatının değişmesi sonucu başlıyor. Ama asıl değişim, Kari'nin tam da mutlu olacağı zamanlar -kızı yeni doğmuştur- beyninde bir tümör olduğunu öğrenmesi ve daha sonra ameliyat olması ile değişir. Çünkü ameliyat olduktan sonra, ameliyat sonucu oluşan bir takım sorunlar nedeniyle eskisi gibi değildir. Eskisi gibi olmaması yeni görevinde işe yarasa da aile hayatını gün geçtikçe mahvetmektedir. Üstüne bir de ülkeyi karıştıran bir cinayetin patlak vermesiyle işler iyice karışır. Ahh, bir de Moreau denen gizemli birinin ortaya çıkması her şeyi daha da karıştırır. Üstelik dost mu düşmen mı olduğu da belli değildir ama onda bir iş olduğu açıktır. Peki sizce kahramanımız Kari tüm bu dertlerin üstesinden gelebilecek mi? Her şeyi düzeltmek mümkün mü yoksa bir yerden düzeltirken bir yerden de batmak kanunun bir parçası mı?? Tüm cevaplar ve serinin devamı için kitabımızı okumanız gerekmektedir ;)

Son olarak şunu diyebilirim ki, kitabımız tüm bu sayfalar boyunca ciddi, kafa karıştırıcı ya da sıkıcı değildi. Okurken yer yer güldüm de oldu -özellikle başlardaki bir raporu okurken krize girdiğimi itiraf ediyorum. Uzun süre etkisinden çıkamadım :D Ve okurken yer yer de ağladığım ve üzüntü yaşadığım sahnelerde vardı. Aslında bunun olacağını düşünmezdim. Çünkü üzüldüğüm karakteri çok tanımıyordum ama yazar bana onu kısa sürede sevdirdi. Ölünce de gerçekten üzüntü duydum :( Bir başka üzüldüğüm nokta ise, gerçekleşmesinin iyi mi yoksa kötü mü olduğuna karar veremediğim bir noktaydı. Ama bir sonraki kitapta o konuda neler olacağını merak etmiyorum da değilim :)

Sonuç olarak, çok farklı ve garip bir anlatımı olan, orta şeker denebilecek tarzda şaşırtıcı bir kitaptı. Ama ne yazık ki kendileriyle uyuşamadık.

10 yıl, 11 ay
8 puan

Öncelikle Wow!
Kari Vaara serisine bayılıyorum.İkinci kitabını kar melekleri kadar beğenmesem de beyaz helsinkiyle hayranlığımı geri kazanmış oldu seri.Geçen kitapta Kari'nin beyninde tümör olduğunu öğrenmiştik.Ve bir iş teklifi almıştı.Bu kitaptaysa bu olayların gelişimini okuyoruz.Seri önceki kitapta olşturduğu soruları bir diğerinde cevaplamak konusunda çok iyi bence.Beyaz helsinki şokların kitaı olmuş resmen.Kari'nin ameliyat öncesi ile sonrası şok etkisi yaratabilecek şekilde farklıydı.O kadar değişmişti ki bir ara sinir oldum.Seride daha doğrusu Kari'de en çok sevdiğim ruhu,romantikliğiydi.Ama o romantik bir adamdan helsinki soğukluğunda bir adama dönüştü! eşi Kate'e ve kızları Anu'ya karşı ilgisizliği,başka kadınlara bakmasına über sinir oldum.Kitap favori karakterime düşman ediyordu beni.Ama düşman olamayacak kadar seviyorum onu o başka konu :D
Örgüt tam bir derin devlet timsaliydi.Yaptığı işler,başlarına gelenler falan epey komplo içeriyordu.Ama böyle bir şey bekliyordum zaten ben.Şeytanın Gözyaşlarında bu tip bir imaj verilmişti zaten diye düşünüyorum.Ama Kari çok akıllıca davrandı ve işin sonunu başından gördü.Kahramanımı sevme nedenlerimden biri daha :D Diğer aptal karakterlere benzemez o.O Kari Vaara!
Zaten bu kitap polisiye açıdan pek tatmin edici başlamıştı.Beklentilerini başlarda kar melekleri kitabını baz alarak yüksek tutmayın.Çünkü başlarda ve hemen hemen ortaların sonlarına kadar polisiye pek bir olay geçmiyor.Ama sonra olaylar karışıyor tabi.Özellikle en sonu ok iyiydi.Katili sonlara doğru çözmüştüm.Ama katilin soğukkanlılığı şok ediciydi.
Sonuç olarak 8 yıldız.Çok beğendim.2 yıldız düşürmemin nedeni de yazarın neden Kari'yi bu hale dönüştürme gereği duyduğunu anlamamamdan dolayı kırıyorum...

İnceleme için Bloguma bakabilirsiniz..
http://all-about-books-n-books.blogspot.com/2013/05/kari-vaara-3-beyaz-helsinki-incelemesi.html

10 yıl, 10 ay

Baskı Bilgileri

Ciltli, Deniz Ofset, 334 sayfa
2013 tarihinde, Ephesus Yayınları tarafından yayınlandı


ISBN
9786055358327
Dil
Türkiye Türkçesi

Etiketler: polisiye / gerilim

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

Medes hafize asabibakire NuR_bojuk Melis Arya
13 kişi

Okumak İsteyenler

yamak İzmir Furkan. Elif glnlcr
10 kişi

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski