Başın Öne Eğilmesin

Sabahattin Ali'yi daha yakından tanıyım istiyosanız okuyun, ben sevdim. Zaten genelde sevdiğim kitaplara değerlendirme yorumu yapıyorum. Anlatım, üslup gayet akıcı, sıkıcı diil. Okuduğunuzda bikaç bişi öğrendiğiniz kitapları seviyorum belki de ondan. Pişman olmazsınız.

anlatım açısından edebi bulmasam da HIFZI TOPUZ okurmuyum derseniz ''hayır ''derim.ancak SEBAHATTİN ALİ'yi çok sevdiğimden roman kurgulu biyografi kitabını sevdim.

Müthiş

Cumhuriyet tarihimizin ilk gazeteci-yazar katliamına ve aralarında Sabahattin Ali'nin arkadaşları, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Orhan Veli, Asaf Halat Çelebi, Sabiha Sertel, Vâlâ Nurettin, Aziz Nesin ve Rıfat Ilgaz gibi pek çok aydının yer aldığı, çok etkileyici bir biyografik roman. Kurgu olarak da çok akıcı ve sürükleyici. Bir roman tadında tarihsel gerçeklerle yüzleşmek isteyenlere tavsiye olunur.

Neticesiz bir aşka verdim kendimi
Ne ufak bir temayül, ne bir iltifat gördüm
Önünde yalvararak söylerken sevdiğimi
Gözlerinde yüzüme inen bir tokat gördüm

Sabahattin ALİ

çok doyurucu değil bence. çok bilinmedik şeyler anlatmıyor aziz nesin'le olan didişmesi dışında.

Güzel bir Sabahattin Ali biyografisi olmuş. Okudukça daha bir sevdim Ali'yi.. Mektuplar, şiirler kitaba renk katarken kızı Filiz Ali ile yaptığım söyleşi kitabın gözümdeki değerini daha da arttırmıştı.. Hala Sabahattin Alî'yi tanımıyorsanız bence bu fırsatı kaçırmayın.

hıfzı topuzun kalemine sağlık yorumumu okumak isterseniz bloguma beklerim

http://egemvekitaplarim.blogspot.com.tr/2015/01/basin-one-egilmesin.html

Başım dağ,saçlarım kardır
Deli rüzgarlar vardır
Ovalar bana çok dardır
Benim meskenim dağlardır..



Çok güzeldi...

Kuyucakli Yusuf'u, Kürk Mantolu Madonna’yi , Içimizdeki Seytan'i okumus biri olarak Sabahattin Ali hakkinda edebi yönünü tabiki kavradim , biliyorum ama hayat hikayesini bilmek ayri bir anlam ifade etti. Ona dair, eserlerine dair.. Sosyalist kimliginden dolayi çektiği sikintilar yetmezmis gibi donemin baskici rejimine karsi surekli ayakta kalmaya çalışan, buyuk yureklilikler gosteren, acilara yoldaş olan, sovyet ajani, komunist yanlisi diye iftiralara maruz kalan, en sonunda ekmek davasi ugruna bambaska maceralara atılan edebiyatimizin mihenk taslarindan Sabahattin Ali'nin faili mechule giden ömrü benim canimi fazlasiyla acitti. Bu yolda ona kader birligi etmis, yaninda olmus, derdine derman olmaya calismis insanlar kimlerdir ? Kuyusunu kazmaya çalışan faşist yazarlar kimlerdir ? Nasil bir devlet teroru, nasil bir baskici rejim var , toplumsal hayat nasil bu eksende şekilleniyor? Bu kosullar altinda Sabahattin Ali a'dan z'ye hangi limanlara demir atmis, kac kez düşmüş dort duvar arasina, kac kez dusurulmus yine de kalkmis? Bu sorularin hepsinin yanitini barindiriyor kitap.

Faşizmin nasil bir illet olduğunu, güce tapan insanlarin ne kadar tehlikeli oldugunu ve yine gucu elinde bulunduran ve bu gucu orantisiz kullanmayi şiar edinmis bir grubun ne kadar tehlike sacabilecegini yine bu kitaptan gorebiliriz. Gunumuzden de enstantaneler var kitapta, yasama dair. Kosullara dair.

Sabahattin Ali'nin edebi kimligi artik bende bambaska bir hüviyete büründü bu kitapla. Iyiki okudum diyebilecegim eserlerde , bas koselerde yer edinecektir bu Hifzi Topuz kitabi.

Insan inandiklari ugruna mücadeleden cekinmemeli, yilmamali, duvarlar yikilmali..
Inandiklari ugruna mucadeleden taviz vermemeli. Azim ve kararlilik hicbir surette sekteye ugramamali.
Bunlarin hepsi, Sabahattin Ali'de mevcuttur. Iyiki var oldun.