Asya Mektupları

Prof. Niyazi Berkesin bir bilim adamı titizliğiyle kaleme aldığı mektuplarından Asya gerçeğini izliyoruz. Asya toplumlarının emperyalist kuşatma altında içine düşürüldükleri durum film şeridi gibi gözlerimizin önünden geçerken, biz o filmde günümüz Türkiye gerçeğini de buluyoruz bir bakıma. Berkesin 40 yıl önce ülkemiz açısından altını çizdiği tehlikelerin bugün yaşanıyor olduğunu üzülerek görüyoruz. Ve Asya ülkelerinin koyu bir bilgisizlik, çağdışı hurafeler ve inançlara boğulduğu karanlıkta, Atatürk ve devrimlerinin ülkemize nasıl bir ışık tuttuğunun daha çok farkına varıyoruz. İbret alınarak okunması gereken bir kitap. TADIMLIKAma halime gülüyorum da. Hadi Avrupalı, Amerikalı buraya gelince ishal olsun; ama bana ne oluyor? diyorum. Ömrümde hiç mi ishal olmadım? Buna karşı bende bir muafiyet olması lâzımdı. 1939da bir İtalyan vapuru ile Venedikten İstanbula geliyordum. Yemek salonunda bana gösterilen sofradaki yerimde, karşımda genççe bir Amerikalı arkeolog oturuyordu. Garsonlar nefis salatalar getiriyor. Amerikalının bunları yemediğini farkettim. Amerikalıların çok salata meraklısı olduklarını bildiğimden tuhafıma gitti, neden bu güzel yeşil salataları, domatesleri yemediğini dayanamayıp sordum. Yüzünde büyük bir ciddiyetle şöyle dedi: Biz İtalyayı geçer geçmez böyle şeyler yemeyiz. Muafiyetimiz olmadığından hemen hastalığa yakalanırız. Ben o zaman buna kızmıştım. Züppelik saymıştım. Oysa, adamcağız bunu üzülerek söylemişti. Hele bir arkeoloğun bunlara alışması lâzım dedi. Şimdi ben de Pakistanda bir Amerikan züppesi durumunda görüyorum kendimi, acı çekerken bir yandan tesadüfe dalarak hem kızıyorum, hem gülüyorum. Üstelik halimi kimseye de söyleyemiyorum. Söylesem çok kızacaklar. Hiç böyle dünyanın merkezi, incisi olan yerde ishal de olunur mu diyecekler. Hele nerede kaldığımı bilenler.

Prof. Niyazi Berkesin bir bilim adamı titizliğiyle kaleme aldığı mektuplarından Asya gerçeğini izliyoruz. Asya toplumlarının emperyalist kuşatma altında içine düşürüldükleri durum film şeridi gibi gözlerimizin önünden geçerken, biz o filmde günümüz Türkiye gerçeğini de buluyoruz bir bakıma. Berkesin 40 yıl önce ülkemiz açısından altını çizdiği tehlikelerin bugün yaşanıyor olduğunu üzülerek görüyoruz. Ve Asya ülkelerinin koyu bir bilgisizlik, çağdışı hurafeler ve inançlara boğulduğu karanlıkta, Atatürk ve devrimlerinin ülkemize nasıl bir ışık tuttuğunun daha çok farkına varıyoruz. İbret alınarak okunması gereken bir kitap. TADIMLIKAma halime gülüyorum da. Hadi Avrupalı, Amerikalı buraya gelince ishal olsun; ama bana ne oluyor? diyorum. Ömrümde hiç mi ishal olmadım? Buna karşı bende bir muafiyet olması lâzımdı. 1939da bir İtalyan vapuru ile Venedikten İstanbula geliyordum. Yemek salonunda bana gösterilen sofradaki yerimde, karşımda genççe bir Amerikalı arkeolog oturuyordu. Garsonlar nefis salatalar getiriyor. Amerikalının bunları yemediğini farkettim. Amerikalıların çok salata meraklısı olduklarını bildiğimden tuhafıma gitti, neden bu güzel yeşil salataları, domatesleri yemediğini dayanamayıp sordum. Yüzünde büyük bir ciddiyetle şöyle dedi: Biz İtalyayı geçer geçmez böyle şeyler yemeyiz. Muafiyetimiz olmadığından hemen hastalığa yakalanırız. Ben o zaman buna kızmıştım. Züppelik saymıştım. Oysa, adamcağız bunu üzülerek söylemişti. Hele bir arkeoloğun bunlara alışması lâzım d... tümünü göster


Değerlendirmeler

değerlendirme
Profil Resmi
9 puan

Yazarın Asya seyahatleri sırasında gezip gördüğü yerler ile ilgili gözlemlerini anlattığı, okuyunca bazı yerlerde çok şaşırabileceğiniz bir kitap.

10 yıl, 10 ay

Baskı Bilgileri



ISBN
9753637004

Etiketler: diğer

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

judass dodo Asterion
3 kişi

Okumak İsteyenler

Okumak isteyen bulunamadı.

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski