Yeraltı Edebiyatı

Yeraltı edebiyatı, dili zincirlerinden kurtarmak için 19. yüzyılın ortaları ile 20. yüzyılın başlarında oluşmaya başlayan ben özgürüm diye bağıran edebiyat.


Tür: Yazarlar | Açılış, 07 Temmuz 2013
<< tüm tartışmalar

Günlerce okuyup,kaç kez sabahın ışıklarını görüp bir türlü gecenin sonunda kalamadığım kitap!

Tartışma Cevapları
« geri ileri »

1 ile 2 arası cevap gösteriliyor, toplam 2 cevap.
0 kişiden 0 kişi beğenmiş.

Sözcüklerden asla yeterince sakınmayız. öyle zararsız gibi durur sözcükler. Tehlikeli bir halleri falan yoktur elbette. Hava cıva, ağızdan çıkan bir takım sesler, etliye sütlüye karışmayan, kulaktan girip beynin o kocaman gevşek gri dokusunun müthiş sıkıntısı tarafından kolayca emilebilen. Onlardan sakınmayız, sözcüklerden. Felaketler de öyle gelir zaten. Öyle sözcükler vardır ki, diğerlerin arasına gizlenmiş taşa benzerler. Onlara öyle özel bir aşinalığınız da yoktur, oysa bir an da sahip olduğunuz hayatı, hem de tümünü birden, allak bullak ederler, hem zayıf yönlerini, hem de güçlü yönlerini. İşte o zaman paniğe kapılırsınız. Çığ düşmüştür tepenize. Duyguların üzerinde sallanırsınız, öylesine idam sehpasında gibi. Bir kargaşadır bu, gelip geçmiştir, dayanamayacağınız kadar güçlü, o kadar şiddetlidir ki bu, sırf duygulardan yola çıkarak böyle bir şeyin olabileceğine asla inanmazdınız.

sf. 536 (gecenin sonuna yolculuk)

10 yıl, 9 ay     
0 kişiden 0 kişi beğenmiş.

İnsan yalnız yaşadığı andan itibaren kendi geçmiş yaşantısıyla ilgili konuların yükü altında ezilir. Bu yük onu sersemletir. Bundan kurtulmak için de, bunun bir miktarını onu her görmeye gelenin üstüne sıvaştırır, bu da bu sefer onların canını sıkar. Yalnız olmak demek, ölüme yönelik alıştırmalar yapmak demektir.

sf. 420 (gecenin sonuna yolculuk)

10 yıl, 9 ay     
« geri ileri »
Bu gruba katıl!
Grup Kütüphanesi
Tüm Gruplar